Ozon tedavisi bazı hastalıkların tedavisinde bazı hastalıklarda ise yardımcı destek olarak kullanılır.
Ozon(O3), 3 atomlu bir Moleküldür. 1840 yılında Avusturyalı kimyager Christian Schönbein tarafından keşfedilmiştir.
Oda sıcaklığında gaz halinde bulunur. Renksiz ve kendine has karakteristik bir kokusu vardır.
Ozon gazı canlılar için toksiktir. Antioksidan kapasiteleri çok düşük olduğundan akciğer ve gözler ozonun toksik etkisine en hassas organlardır.
Akciğere direkt maruziyette ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir!
OZON TERAPİ için kullandığımız Tıbbi Ozon gazı (%5 O3 – %95 O2) gazı olarak kullanarak bazı hastalıkların tedavi edilmesidir.
O3 gazı;‘Tıbbi Ozon Jeneratörü’ adlı cihazlar da, belli bir akım hızı ve %99.9-%100 saf tıbbi oksijenin yüksek elektriksel voltaja tabi tutulan ortamda elde edilir.
Ozon üretiminde normal hava kullanıldığı takdirde içindeki yüksek azot oranı nedeniyle toksik N2O2 (nitrojen dioksit) ortaya çıkar, bu nedenle önerilmez.
O3 (Ozon), vücuda veya herhangi bir ortama uygulandığı andan itibaren artık GAZ HALİNDE DEĞİLDİR, yani vücutta artık OZON GAZI YOKTUR.
Ozon, güçlü bir oksidasyon oluşturma yeteneğine sahiptir. Bu nedenle, bakteri, virus ve fungus (mantarlar) için ortamdan kaldırıcı olarak etki gösterir.
Ozon, Mikroorganizmalar üzerinde ANTİMİKROBİK-DEZENFEKSİYON yapar. Klordan 3125 defa daha güçlü bir dezenfektandır.
Ozon, Tümör hücresi üzerinde ANTİ-TÜMÖRAL etki gösterir.
Hormonal düzenleyici rolü ile etkili olur.
Tedaviye dirençli genital enfeksiyonlarda bakteri, mantar, virüs öldürücü etkisi ile fayda sağlar.
Sık tekrarlayan düşüklerdeki rahim yetersizliğinin (fetoplasental yetmezlik) önlenmesinde,
Hamilelikte oluşabilecek kansızlık ve havalelerin önlenmesinde,
Adet dönemlerinin rahat geçirilmesinin sağlanmasında ve menopozun etkilerinin azaltılmasında,
Kısırlık ve tüp bebek programlarının başarılmasında destekleyici olarak kullanılmaktadır.
Kalp yetmezliklerinde,
Kalp kası hastalıklarında,
Koroner damarların tıkanıklıklarında, oksijenlenmeyi arttırarak, damar içi basıncı düşürerek, kanın akışkanlığını azaltarak,kalp iletimini ve dolayısıyla ritmini düzenleyerek kalbin önündeki yükü azaltarak etkili olurken temel tedaviye destek olur.
Nöron ve kaslarda iyileşme sağlar, santral sinir sisteminde ağrı kesici etki yaparak ağrıların azalmasına yol açmaktadır.
Ozon gazının direkt uygulanması ile şiddetli ağrılarda sinir blokajı da yapılabilmektedir.
Ağrı oluşturan maddelerin etkisini azaltarak ağrı tedavisini kolaylaştırır.
Sık enfeksiyon geçirenlerde bağışıklık sistemini güçlendirmek gerekir.
Bağışıklı Sistemini Düzenleyici olarak, düşük ve orta dozlarda verildiğinde organizmanın kendi direncini aktive etmektedir.
Savunma hücrelerinin(özellikle beyaz kürelerin) sayısını arttırır. Bu savunma hücreleri tarafından salgılanan İNTERLÖKİN adı verilen savunmayı sağlayan maddenin vücuttaki yapımını arttırır.
Hepatitin bütün tiplerin de ozonterapi, hem antimikrobik etkisiyle hemde bağışıklık sistemi üzerindeki pozitif etkisiyle İNTERFERON salgılanmasını uyararak tedavi ettiği kanıta dayandırılmıştır.
COVİD, AIDS, zona, uçuk, kuş gribi,SARS gibi viral hastalıklarda virüsün harap edilmesinde, ozon bağışıklık sistemini güçlendirir, aynı zamanda virüse direkt teması ile etkili olur.
Grip ve sık geçirilen üst solunum yolu enfeksiyonları ve bronşit gibi akciğerin virütik hastalıklarında,
İnatçı enfeksiyon (idrar yolu iltihapları gibi) hastalıkları durumunda kullanılmaktadır.
Gastrit ve ülserin tedavisinde ve İltihaplı bağırsak hastalıklarında güvenle kullanılmaktadır.
Kanserin temel nedeninin oksijensiz yaşam olduğu,
Vücuttaki tümör yapan genlerin; stres, kirlilik, radyasyon yanında oksijensizlik gibi faktörlerle uyarılarak kanserin başlayabildiği,
Oksijen eksikliğinin, kanserin yayılmasını kolaylaştırdığı, kanser hücrelerinin, oksijen açısından zengin bir ortamda varlıklarını sürdüremediği, yeterli oksijen sağlandığında ise tümör dokusunun beslenmesinin bozulduğu ve tümör hücrelerinin öldüğü,
Ozonun, direkt tümör hücrelerini öldürücü etkisi(oksidasyon-yakıcı-etkisi) yanında tamamlayıcı olarak bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerini engelleyici ve kemoterapi-radyoterapinin tümör üzerindeki öldürücü etkilerini artırarak tamamlayıcı tedavi olarak oldukça başarılı bir şekilde kullanıldığı saptanmıştır.
Kanser tedavisinde direkt tümör öldürücü etkisinin yanında, tamamlayıcı olarak bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi vardır.
Kemoterapi ve Radyoterapinin tümör üzerindeki öldürücü etkilerini arttırmakta ve bunların olumsuz etkilerini en aza indirmede yardımcı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Damar sertleşmesine neden olan damar duvarındaki yağ tabakasının yıkılmasını sağlar.
Kanın pıhtılaşmasının dolayısıyla da kıvamını azalmasına,daha akışkan hale gelmesini ve aynı zamanda damarlardaki tıkacın erimesini sağlayarak “Damar Tıkanıklıkları” nın tedavisinde kullanılır.
Damarların cidarında bulunan düz kasların gevşemesini sağlayarak, damar içi basıncı azaltır ve bu özelliği ile Hipertansiyonun tedavisinde yer alır.
Dokuların yeniden oksijenlenmesini, kılcal damarların yeniden oluşmasını ve dokunun kanlanmasını sağlar.
Ozon;
- Diabet yaralarında,
- Enfekte olmuş iyileşmeyen yaralarda,
- Uzun süre yatmaya bağlı ortaya çıkan bası yaralarında,
- Dolaşım bozukluğuna bağlı bacaklarda ortaya çıkan yaralarda,
- Çeşitli nedenlere bağlı cilt enfeksiyonları, alerjileri ve egzamalarında,
- Ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrasında zor iyileşen yaralarda ve yara izlerinde başarıyla kullanılmaktadır.
Daha sayılmamış çokça faydası da bulunmaktadır.
